HİKÂYE Hakkında:
Jack: Hmm... bir sahte kimlik vakası mı? Mektup arkadaşlığı kötü mü gitti?
P.D.: Bu kesinlikle bir sahte kimlik vakası, ayrıca bence pek de incelikli olmayan uyarıcı bir hikâye. Hepimizin internet aracılığıyla yaşadığı türden sanal-hayatı yaşamak, gerçek olanı yaşamaktan çok daha kolaydır. Kendimizi istediğimiz şeye ya da kişiye dönüştürebiliriz, kim bilecek ki? Gerçek hayatta e-posta gönderdiğimiz/sohbet ettiğimiz kişiyi tanımadığımız sürece, kiminle bağlantı kurduğumuzdan asla emin olamayız.
Jack Archer: Bir dakika. Bunun sen olduğundan emin misin?
P.D.: Komik adam... tabii ki bu benim. Ancak, hangi ben olduğum daha iyi bir soru olabilir.
Hikâyenin Konusu Nasıl Ortaya Çıktı:
Jack: Hatırladığım kadarıyla bu senin fikrindi Trish, öyle değil mi? Ben zampara, sen de çocuk olacaktın ve birbirimize e-postalar gönderecek, karşılıklı bir heyecan yaratacaktık, ta ki... Tanrım...
P.D.: Sanırım haklısın. İnternette tanıştığı bir kadına romantik duygular beslemeye başlayan bir adamla ilgili bir gazete haberi okumuştun. Adam, sonradan kadının hiç de kendisini tanıttığı gibi biri olmadığını öğreniyordu. Biz de hikâyeye buradan başladık. Her zaman, en iyi korku öyküsünün aşırıya kaçan gündelik korkular olduğunu düşünmüşümdür.
Jack: Dün akşam beni 5. Cadde’den alan ve New Jersey plakalılara küfrederken gülümseyerek, “Donald Trump hakkında ne düşünüyorsun?” diye soran taksi şoförü gibi.
P.D.: Aynen, aşırıya kaçan gündelik korkular.
Fotoğraf Kaynak: Steve Thornton (Ketchum), Jim Resse (Cacek) Daha fazlası için: jackketchum.net